Mimari görselleştirme; projelerin tasarım süreçlerinin renderlar yardımı ile gerçekçi veya kavramsal görsellere dönüştürmesi ile projenin duyusal ve mekânsal özelliklerini net şekilde ifade eden kritik aşamalarından biri olarak kabul edilir. Bu sebeple tasarım ölçeği ister küçük ister büyük olsun, mimarlık ve iç mimarlık projelerinde görselleştirme kalitesi projenin başarısını doğrudan etkileyebilir.
Mimari Görselleştirme alanında kullanılan Vray, D5, Lumion ve Corona gibi render motorlarında en üst seviyede sonuçlar elde etmek genellikle oldukça zaman alan bir süreç gerektirirdi. Işık, malzeme ve kamera açıları gibi önemli parametrelerin her biri detaylıca düzenlenir; yüksek gerçeklik istenen projelerde ise gölgelerin yoğunluğu, yansımaların doğruluğu, sahnedeki renk dağılımları, ışık senaryoları ve iç mekânda kullanılan doku(texture) yada kaplama haritalarının(mapping) ayarlanması gibi detaylar günler süren titiz çalışmalar gerektirirdi. İşin sonunda ise ‘’ acaba bu görüntü daha gerçekçi olabilir mi?’’ ya da ‘’ acaba bu görüntü daha detaylı olabilir mi?’’soruları yeniden zihnimizden geçmeye devam ederdi.
Son zamanlarda ise yapay zekâ tabanlı araçların ortaya çıkmasıyla bu durum artık daha hızlı ve kolay olmaya başladı.Artık render motorlarında ilk aşama diyebileceğimiz temel seviyede ayarlamalar ile çıktı almak iyi bir başlangıç için yeterli olabiliyor. Çünkü sonrasında görselin detay seviyesini artırarak görüntüde etkileyici bir gerçeklik sağlaması ile render motorunun ulaşamayacağı küçük detayları yapay zekâ yorumlayarak görselin yetersiz kalan kısımlarını tatmin edici bir şekilde kurgulayarak bize sunuyor.
Profesyonel görselleştirme uzmanları üzerinde günlerce çalıştığı sahnelerini ele aldığında yapay zekâ ile yapılan son dokunuşları arasında etkileyici fark olduğunu şaşkınlıkla ifade ediyorlar. Çünkü profesyoneller, ışık kaynağının konumu, rengi ve derecesini, çevre modellemelerindeki gerçeklik, iç mekân tasarımında yer alan mobilya ve aksesuarlardaki detay seviyelerini manuel olarak büyük bir titizlikle hesaplasalar bile etkileyici görsellere ulaşmada render motorlarının kısıtlılıkları onları sınırlıyor. Yapay zekâ insanın hesaplayamadığı küçük ince detaylara inerek ışık yansımalarındaki tutarlılık, dokuların keskinliği, sahnedeki kurgunun gerçekliğini en üst seviyeye taşıyarak render motorlarındaki kısıtlılığı aşıp çok daha etkileyici görsellere çok daha hızlı bir şekilde ulaşmanın yolunu açarak ‘’ bu gerçek mi yoksa 3D mi’’şeklinde şaşkınlık oluşturabiliyor.
Yapay zekâ araçlarının bu kadar iyi olması yine de tek başına yeterli olduğunu düşündürmemelidir. Başlangıçta render motorlarında sahnenin temel düzeyde ışık, kamera açıcı ve malzeme ayarlarının yapılmasına ihtiyaç vardır. Daha sonra yapay zekâ kendisine verilen girdiler ile sahnede güçlü iyileştirmeler yapabilir. Başarılı bir sonuç için, temel 3d prensiplerini ve yapay zekayı ne düzeyde yönlendirebileceğini bilmek ve yapay zekanın ürettiği çıktıları Photoshop’ta düzenlemek oldukça önemlidir.
Yapay zekâ destekli mimari görselleştirme bütün bu süreçlerin doğru yönetilmesiyle hem estetik hem teknik açıdan güçlü sunumlar ortaya konmasını sağlayarak gelecekte tamamen geleneksel render süreçlerinin yerini alarak vazgeçilmez bir konuma yerleşecek gibi durmaktadır.
